Sosyal Medya

Güncel

Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı unutmadık

Tarih 31 Mart 2015. Çağlayan Adalet Sarayı’nda hafızalardan uzun süre silinmeyecek bir terör saldırısı yaşandı. Berkin Elvan’ın ölümüyle ilgili soruşturma dosyasını yürüten Savcı Mehmet Selim Kiraz, makam odasında DHKP-C terör örgütüne mensup iki terörist tarafından şehit edildi. O elim olaydan 2 yıl sonra Gerçek Hayat’a konuşan Baba Muhammed Hakkı Kiraz, oğlunun hangi şartlar altında eğitim hayatını tamamladığını, Berkin Elvan dosyası için nasıl çalıştığını, bazı medya kuruluşlarının teröristleri öven haberlerini gördüklerinde ailecek nasıl üzüldüklerini anlattı.



Başarısını abartmazdı
 
Åžehit Savcı Mehmet Selim Kiraz, Mersin Adliyesi’nde zabit kâtibi olarak çalışan Siirtli Hakkı Kiraz’ın ilk erkek çocuÄŸuydu. Mersin’de Ä°mam-Hatip Lisesi’nde okumuÅŸ, bir terzide çırak olarak iÅŸe girip harçlığını kazanmış, babasının en büyük hayalini gerçekleÅŸtirerek Hukuk Fakültesi’ne girmiÅŸti. Ä°lk kez baba ocağından ayrılarak Diyarbakır’a, Dicle Ãœniversitesi’ne giden Mehmet Selim, bir yıl sonra da yatay geçiÅŸ hakkı ile Ä°stanbul Ãœniversitesi’ne geçti ve eÄŸitim hayatını orada tamamladı. Baba Hakkı Kiraz, oÄŸlunun çok baÅŸarılı bir öğrenci olduÄŸunu ancak baÅŸarısını abartmayan bir yapıya sahip olduÄŸunu söyleyerek Selim Kiraz’ın çocukluk dönemini şöyle anlatıyor:
 
“Çok munis bir çocuktu, yaramazlığı sevmez, küçükken dahi vakur duruÅŸu olan biriydi. Misafir geldiÄŸi zaman nasıl hareket etmesini bilen bir evlattı. Hem arkadaÅŸları hem de hocaları tarafından da çok sevilen bir çocuktu. ÖğrenciliÄŸinde bir kere veli toplantısına gittim. Hocası Selim için “veli toplantılarına hiç gelmeyin Hakkı Bey, çok akıllı ve temiz bir çocuk. Ben çocuÄŸunuzdan razıyım” deyivermiÅŸti. Bende bir daha hiç gitmedim. Ä°lkokulu bitirdikten sonra hem dini vecibelerini hem de vatan sevgisini öğrensin diye Ä°mam Hatip’e gönderdik.”
 
Osmaniye, bizim için nur nimet oldu
 
Selim Kiraz, avukatlık diplomasını aldıktan sonra adalete daha fazla katkı sunmak için yargıç olmak istedi. Önce yazılı sınavı, ardından mülakatı baÅŸarıyla geçerek mesleÄŸe kabul edildi. Erzincan Çayırlı, ilk görev yeriydi. Kısa dönem askerliÄŸini de orada yaptı. Erzincan görevinden sonra Karaman’a tayini çıkan Selim Kiraz, kendisi gibi yargı mensubu olan Yasemin Hanım ile hayatını birleÅŸtirdi.
 
Karaman’ın ardından IÄŸdır’da üç yıl görev yapan Kiraz çiftinin yolu akabinde Osmaniye’ye düştü. Bu tayine en çok sevinen ise Mehmet Selim’in anne-babası oldu. Hakkı Kiraz, çoÄŸu zaman torunlara bakmak için Mersin’deki evlerinden Osmaniye’ye gittiklerini söylüyor: “2006’da emekli olmuÅŸtum. O yıl onların da tayini Osmaniye’ye çıktı. Osmaniye bizim için nur nimet oldu adeta. EÅŸim Saadet ile sürekli Osmaniye’ye gidiyor, torunlarımıza bakıyorduk. Torunlarımız da bize alışmıştı. Bizsiz yapamıyorlardı, keza biz de onlarsız.  Selim’in 2011’de Ä°stanbul’a tayini çıkınca tüm aile yükü toplayıp Ä°stanbul’a taşındık. Çocukları okula götürür, getirirdik. Herkes bize gıpta ile bakardı. Dede-torun iliÅŸkimize özellikle. Çok mutlu bir hayatımız vardı.”
 
Beraber sabahlıyorduk
 
Åžehit Savcı Selim Kiraz, GaziosmanpaÅŸa Cumhuriyet Savcılığı’ndayken 2014’ün AÄŸustos ayında HSYK Kararnamesi ile ÇaÄŸlayan Adliye Sarayı’nda Memur Suçları SoruÅŸturma Bürosu’nda görevlendirildi. Göreve geldikten bir ay sonra da Ä°stanbul’da Gezi eylemleri sırasında başına gelen gaz kapsülüyle hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüyle ilgili soruÅŸturma ile karşılaÅŸtı. Ä°ki yılda dört savcı gezen Berkin Elvan dosyası bu kez Mehmet Selim Kiraz’a tevdi edilmiÅŸti. Savcı Selim Kiraz, 15 yaşında hayatını kaybeden Berkin’in faillerinin bulunması için Eylül 2014’te davaya atandığında, dosya 3 aydır sahipsizdi. Kiraz gözünü kırpmadan kabul etmiÅŸ, dosyayı bitirmek için gecesini gündüzüne katmıştı. Baba Hakkı Kiraz, o günleri şöyle özetliyor:
 
“Selim’in Berkin Elvan dosyası için gece üçlere kadar çalıştığını biliyorum. Ona yardımcı olmak için kimi zaman bende iÅŸin bir ucundan tutuyordum. Kimi zaman bu dosyada çok zorlandığını da söylüyordu. Emniyet’ten gerekli bilgiler gelmiyor, bilerek mi bilmeyerek mi bilmiyorum; geciktiriliyordu. Bu soruÅŸturma için koruma tahsis etmek istediler, ama Selim kabul etmedi. ‘Benim için canından olacak biri kesinlikle kabul edebileceÄŸim bir ÅŸey deÄŸil. En büyük korumam Allah’tır. Benim gönlüm de rahat vicdanım da. Ben elimden geleni yapıyorum’ diyordu. Çok şükür Berkin Elvan dosyasını tamamlamak üzere Adli Tıp Kurumuna göndermeyi baÅŸarmıştı. Artık kurumdan gelecek olan rapora göre iddianame hazırlayacaktı ancak nasip olmadı. Adli Tıp Kurumu’ndan rapor gelmeden bu olay oldu.”
 
Öldüm de Allah canımı almadı sandım
 
Baba Kiraz, 31 Mart 2015 Salı sabahı her zamanki gibi oğluyla gelinini adliyeye yolladı, torunlarını okula götürdükten sonra evine döndü. Öğle saatlerinde vakit geçirmek için televizyonun karşısına geçen baba Kiraz, ekranda gördüğü alt yazıyla adeta şok oldu. Hayatının en zor anlarından biri olduğunu söyleyen baba Kiraz, o kara günde neler yaşadığını şöyle anlatıyor:
 
“Televizyonda bir alt yazı geçti. Kanalları gezdim, malum o kareyi gördüm. O an için öldüm de Allah canımı almadı sandım. Nasıl bir histi anlatamam.  EÅŸim de yanımdaydı. Biraz kendime gelince şöyle düşünmeye baÅŸladım. Bu insanların bize düşmanlıkları yok ama biliyorum ki bu insanlar iyi niyetle oraya gelmediler, bunlar kötü insanlar. Allah’tan hep bir ÅŸekilde ya da pazarlıkla kurtulması için dua ettim. EÅŸim Saadet, ‘Hakkı Bey, benim içimden bir ÅŸeyler koptu. Kesin Selim’e bir ÅŸey olacak’ dedi. Ben de Saadet’e “Allah bize Selim’i verdiÄŸi zaman çok sevinmiÅŸtik, verdiÄŸi zaman da bize sormadı. EÄŸer o Allah’a inanmışsak ‘inna lilla ve inna ileyhi raci’un’ (Şüphesiz biz Allah’tan geldik ve şüphesiz dönüşümüz O’nadır) deriz. Ä°manımız saÄŸlam olsun, dünyamız yıkılıyorsa ahiretimiz yıkılmasın’ diye telkinlerde bulundum. Bulundum ama benim içim de kaynıyor”
 
Yaklaşık 8 saat süren rehine krizinin ardından savcının ÅŸahadet haberinin gelmesi tüm Türkiye’yi derinden sarstı. Elbette Kiraz ailesini de… Baba Kiraz, “Sanki Selim ÅŸehit olacağını biliyordu” diyor ve ekliyor:
 
“Åžehit edildikten sonra Selim’in borçları var mı- yok mu kontrol etmek için bankalara gittim. Bir de baktık ki ÅŸehit olmadan bir gün önce yani 30 Mart Pazartesi günü tüm bankalara borcunu sıfırlamış. Bir kuruÅŸ dahi borcu yok. Vefat etmeden iki gün önce de ailece ‘Son Mektup’ filmine gitmiÅŸlerdi. Benim gelmem için de ısrar etti ama ben gelmek istememiÅŸtim. Sinema sonrası eve geldi, filmden çok etkilendiÄŸini söyledi. ‘Ä°nÅŸallah bize de ÅŸehitlik nasip olur’ dedi. Ä°ki gün sonra da ÅŸehadet haberini aldık.”
 
Teröristlere “Bizde sizi seviyoruz” dediler
 
O gün bazı basın kuruluÅŸları utanılacak haberlere imza attı. Åžehit savcının rehin alındığı anlara ait fotoÄŸrafları sorumsuzca yayımlayıp, hem örgütün propagandasını yaptı hem de vicdanları kanattı. Ertesi gün savcının başına silah dayanmış halde, örgüt flamalarıyla çekilmiÅŸ fotoÄŸraflar, Aydın DoÄŸan’a ait Hürriyet ve Posta gazetelerinde çarÅŸaf çarÅŸaf yayınladı. MÄ°T tırlarında, 17-25 Aralık soruÅŸturmasında terör örgütlerinin odağı haline gelen Can Dündar’ın yayın yönetmenliÄŸindeki Cumhuriyet, FETÖ’nün yayın organı Today’s Zaman, ulusal çizgide yayım yaptığı iddia edilen Sözcü ve Yurt gazeteleri adeta kanlı terör örgütünün bülteni gibi çıktı. Hatta Cumhuriyet gazetesinden Ahmet Şık katillerle savcı ellerinde rehinken telefon üzerinden röportaj bile yaptı. Birgün gazetesi, teröristler için eylemci ibaresini kullanırken yine malum terör örgütünün yayın organı olan IMC tv, katillerle canlı baÄŸlantı kurarak adeta teröristlerin sesini tüm Türkiye ve dünyaya duyurmaya çalıştı.
 
Öte yandan terör eyleminin yankıları sürdüğü vakitlerde sosyal medyada bazı isimler, silahla adliye basıp savcıyı rehin alan terör örgütü DHKPC’ye söz söylemeyip, faturayı hükümete kesti. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’den oyuncu Barış Atay’a, gazeteci Banu Güven’den Ceyda Karan’a kadar birçok isim o iki teröristi adeta aklamaya çalıştı. Sosyal medyada teröristler için “biz de sizi seviyoruz” hashtagleri açıldı.
 
Torunlarıma interneti yasakladım
 
Ä°nternet, gazete ve televizyonlarda Savcı Kiraz’ın başına silah dayanmış ÅŸekilde fotoÄŸraf ve videolarının yayınlanması elbette Kiraz ailesini de yıktı. Baba Hakkı Kiraz “Torunlarım o görüntüleri olaydan sonra gördü. Engel olamadık. Çünkü internette videoları yayınlanmıştı. Torunlarım o görüntüleri gördükten sonra konuÅŸamaz oldular, yemek yiyemez hale geldiler” diyor ve ekliyor:
 
“Ä°nsanoÄŸlu etten kemikten yaratıldı. Bir olay olmuÅŸ. Evet, bu zamanda medyasız olmaz. Hayatın kendisi medyadır. Fakat siz bunu kötüye kullanırsanız bu medyanın ne anlamı kalır. Malum görüntüleri geri çekmiÅŸler. Çeksen ne olur, çekmesen ne olur. Boy boy fotoÄŸrafları gösterdin bir kere, arÅŸivinde saklı senin. O görüntüler hâlâ silinmiyor. Bu kadar medya özgürlüğü olmaz. Yasaklama getirilmesi lazım. Torunlarıma interneti yasakladık. Ama nereye kadar sürecek bu. Yarın öbür gün bu çocuklara internet gerekli olmayacak mı? 5-10 yıl sonra torunum babasını vahÅŸice katledildiÄŸini niye görmek zorunda kalsın. O dramatik sahneyi neden tekrar yaÅŸasın? Yasal yollarla müracaat etmem gerekiyorsa, silinmesi için ücret ödemem gerekiyorsa, bu görüntüler silinsin artık, devletten istirhamımdır. Sosyal medyada bazıları da çok sevindi bu elim olaya. Onlara beddua etmedim ama bunlar etik davranış deÄŸil. Fakat davranışlarınız, söylemleriniz insanın gönlünde ilelebet kazık gibi kalıyor”
 
Berkin Elvan dosyasını yürüten Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın kayda geçen son sözleri ise bir basın mensubuyla sohbet esnasında Berkin Elvan soruÅŸturmasına iliÅŸkin sarf ettiÄŸi, “Devletin suçlu korumak gibi bir görevi olamaz. Biz de faillerin bulunmasını istiyoruz”  sözleri oldu. ÇaÄŸlayan Adliyesi’ndeki odasında 8 saat rehin tutulduktan sonra ÅŸehit edilen Kiraz’dan geriye hâkim eÅŸi Yasemin ve 2 çocuÄŸu, onurlu bir meslek yaÅŸamı kaldı.
 
 
 
SÖYLEŞİ-GERÇEK HAYAT

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.